TDP Krizlerinin analizinde yararlandığımız genel tablolar klasörü...
Ahdi Hukuku İlgilendiren Dış Politika Krizleri
Ahdi Hukuk, taraflar arasında kabul edilmiş siyasi-hukuki bir statünün var olduğunu tanımlasa da uygulamada kriz yönetimi açısından bakıldığında bazı ayrımlarla birlikte ahdi hukuk ihlali üç şekilde gerçekleşmektedir;
1. Taraflar arasında daha önce kabul edilen bir [rejim kuran, statü oluşturan] siyasi-hukuksal antlaşma ihlal edilmektedir,
2. Krizi tetikleyen durumsal değişiklikte taraflar arasında bir ahdi hukuk var olmasına rağmen taraflardan biri bu statüyü farklı yorumluyordur ve/ya mevcut uyuşmazlığa ilişkin hüküm yoktur,
3. Taraflar arasında mevcut uyuşmazlığa ilişkin daha önceden kabul edilmiş özel bir ahdi hukuk [düzenlemesi] henüz yoktur ve taraflardan biri mevcut durumu fiili durum ve/ya oldu-bitti yaratarak kendi lehine değiştirmek istiyordur.
Dolayısıyla yukarıda sıralandığı şekliyle ahdi hukukun var olduğu durumların yanı sıra henüz bir ahdi hukukun oluşturulamamış olması da bir krizin şekillenmesinde rol oynayabilmektedir. Taraflar arasında bir ahdi hukukun varlığına rağmen bu hukuki düzenlemenin bilinçli bir şekilde ihlal edilmesi taraflar arasındaki ahdin tek yanlı bozulması olarak görüleceği için statüden yana olan taraf için hasmın bu tasarrufu bir saldırgan durum değişikliği olarak görülür. Eğer taraflar arasındaki statü -ahid bir müzakere sonucunda ve karşılıklı mutabakat ile değişitirilir veya ortadan kaldırılır ise doğaldır ki bir krizin ortaya çıkması da beklenmez.
Cumhuriyet Döneminde Türkiye'nin doğrudan tarafı olduğu dış politika krizlerinden bir kısmı ilgili taraflar arasında daha önce kabul edilmiş bulunan çeşitli ahdi hukuk metinlerindeki statünün ihlalinden kaynaklanmıştır. Bu ihlallerden sadece biri Türkiye tarafından gerçekleştirilmiş olsa da büyük kısmı hasım ülkeler tarafından gerçekleştirilmiştir.
Projemizde Kullandığımız Kriz Tanımı
Projemizde 1923-2015 Cumhuriyet Dönemi Türkiye dış politikasında gerçekleşen "dış politika krizleri"ni incelerken ilk aşamada bir gelişmenin karar alıcılar bakımından kriz olarak kabul edilebilmesi için hangi özelliklere sahip olması gerektiğine dair kriz yönetimi-analizi literatüründe var olan tartışmalardan da yararlanarak projenin [dış politika] kriz tanımını oluşturduk. Bu tanım aşağıda görülebileceği üzere C. Hermann ve M. Brecher'ın geliştirmiş olduğu kriz tanımlarının esnek bir bileşkesini yansıtmaktadır.
Türkiye'nin Dış Politika Krizlerinde Devlet Dışı Aktör Tartışması
İncelemekte olduğumuz dış politika krizlerinde doğal olarak krizin taraflarından biri Türkiye'dir. Ancak krizin diğer tarafını belirlemek her zaman her krizde o denli kolay gözükmemektedir. İncelediğimiz 34 kriz içerisinde bazı krizlerde devlet dışı aktörlerin krizin tetiklenmesinde rol oynadığı, krizin konusunu oluşturduğu ve/ya doğrudan krizin tarafı olarak süreci etkilediği görülmektedir. Uluslararası sistemde hâlâ temel aktör devletler olmakla birlikte uluslararası örgütler, uluslararası veya çok uluslu şirketler, sivil toplum kuruluşları, çıkar-baskı kuruluşları, ulusal bağımsızlık hareketleri, terör örgütleri hatta kimi zaman bireyler "aktör" olarak görülmektedir.