Term | Definition | |||
---|---|---|---|---|
TAAHHÜTLERİ YERİNE GETİRME |
Taahhütleri Yerine Getirme [Conveying Commitment and Resolve]:
Düşman Tarafından Yanlış Hesap Yapılmasının Önlenmesi ve Taahhütlerin Yerine Getirilmesi
Savunmacı tarafın kendi isteklerini düşmanın yanlış anlamasını engellemeye yönelik bir stratejidir. Uzlaşmaya giderken savunmacı tarafın kararlılığını ve niyetini doğru bir şekilde göstermesi gerekmektedir.
|
|||
TASARLANMIŞ KRİZ |
Tasarlanmış [Kriz] Krizi çıkaran taraf söz konusu olayda kriz çıkacağını öngördükten sonra risk/yarar, fayda/maliyetsenaryolarını düşünerek kriz çıkartmanın beklentilerini karşılayacağına karar vererek süreci tasarlamış olur. Pratikte bir krizin tasarlanması oldukça zordur, rakibin göstereceği tepkiye uygun olarak tasarlanmış krizin evrelerini ve olası yöntem ve araçlarını gerek taktik gerekse stratejik ölçekte esnek bir şekilde kurgulamış olmak gerekir. Aksi takdirde tasarlanış bir kriz yarar sağlamaktan çok karar veren için zarar doğmasına neden olabilir.
|
|||
TEHDİT |
Tehdit [Krizi] -
|
|||
TEK PARTİ |
Tek Parti Kriz anında tarafların siyasal rejimine göre var olan iktidarda tek bir siyasi partinin bulunması durumu.
Ayrıca;
Tek partili siyasal rejim (Liberal - Sosyalist / otoriter) Çok partili siyasal rejim
|
|||
TEK TARAFLI KRİZ |
Tek Taraflı Kriz Bu tür krizde ortaya çıkan durumu sadece bir taraf "kriz" olarak kabul ederek tepkisini şekillendirir. Durumu kriz olarak değerlendiren taraf bundan bir başka ülkeyi sorumlu görmeye çalışsa da o ülke bu durumu kriz olarak kabul etmediği sürece kriz tek taraflı seyredebilir. Kriz halinin bir aktörün kendi ülkesel sınırları içerisinde meydana gelmesi durumu ve/ya kendi çıkar ve önceliklerine yönelik bir tehdit algısı içerisinde olması durumu. Saldırgan veya savunmacı bir aktörün kendince haklı gerekçelere dayandırdığı ve herhangi bir başka aktör ile kriz yaratma amacında olmamasına rağmen bu durumun karşı tarafta algısal olarak kriz hali olarak değerlendirilerek tepki gösterilmesi. Bu tür krizlerde karar alıcı bakımından krizin karşı muhatabı ya bulunmaz veya karşı taraf krizi nitelendirirken aynı derecede önem atfetmez. Karar alma bakımından duruma kriz anlamını yükleyen taraf krizi ikili veya çok taraflı bir krize dönüştürmekte zorlanır. Dolayısıyla nitelik bakımından dış politikayı ilgilendirmesine rağmen kriz hali birden fazla ülkeyi doğrudan taraf haline getirmediği için "kriz" sadece ona bu anlamı yükleyen aktör için söz konusudur.
Örneğin 1942 yılında yaşanan Struma Gemisi krizinde durum tam da budur. İkinci Dünya Savaşı'nın tüm yoğunluğuyla sürdüğü bir sırada gerçekleşen olayda İngiltere'nin denetimi altındaki güvenli bölgelere-Filistin'e gitmek amacıyla Boğazlar'dan geçmeye çalışan gemideki yolcular İngiltere'nin gerekli izni vermemesi ve savaşan devletlerin savaş koşullarını ileri sürmesi dolayısıyla Türkiye'deki karar alıcılar bakımından olayı "kriz"e dönüştürmüştür. Doğrudan hiç bir ülke krize taraf olmamıştır. Türkiye ulusal güvenlik,çıkar ve öncelikleri ile insani sorumluluklar arasında bir tercihe zorlanmış ve gemiyi geldiği limana geri gönderme kararını almıştır.
Aliases (separate with |): |Dış Politika Krizi|Tek Taraflı Kriz|Unilateral Crisis
|
|||
TEKRARLAYAN KRİZ |
Tekrarlayan Kriz [Protracted Crisis / Crisis in Protracted Conflict] Zamansal olarak süreç içerisinde kriz niteliği taşıyan, durağanlaşan, sonra yeniden tırmanma eğilimi gösteren kriz türüdür. Krizi sona erdiren girişimler sonrasında krize neden olan olaylar, genel olarak sorun ortadan kaldırılmadığı için taraflar soruna ilişkin hak ve çıkarlarının sürdüğünü göstermek için zaman zaman kontrollü bir şekilde krizi tırmandırarak kendilerince uygun çözümü dayatmak isteyebilirler. Krize neden olan uyuşmazlık noktası üzerinde tarafların yeni bir statü kurmaları ve anlaşmalarıyla kriz ortadan kaldırılabilir. Tekrarlayan krizler aynı zamanda taraflar arasında sürmekte olan bir uyuşmazlık-çatışma içerisinde yeniden tırmanma potansiyelini içlerinde barındırdıklarından literatürde “tekrarlayan çatışma içinde kriz” / protracted crisis olarak tanımlanmaktadırlar. Türkiye’nin taraf olduğu dış politika krizlerinden bazıları bu sınıflandırma içerisinde değerlendirilebilir; Örneğin Ege Denizi’ne ilişkin uyuşmazlıklar ve Kıbrıs uyuşmazlığı içerisinde ortaya çıkan krizler bu türden krizlerdir. Doğası gereği tekrarlayan krizler aynı uyuşmazlık-çatışma konusunda fakat birbirinden görece bağımsız herhangi bir olay ile yeniden tetiklenerek kriz özelliğine sahip olabilirler. Bu niteliği ile bakıldığında 1963-1964, 1967, 1974, 1997 ve 2003 Kıbrıs krizleri Kıbrıs uyuşmazlığının bir parçası olarak gündeme gelmişlerdir. Aynı şekilde 1973-1976 kıta sahanlığı, 1974-1980 NOTAM-FIR, 1981 Limni, 1987 kıta sahanlığı, 1996 Kardak krizleri Ege Denizi’nde Türkiye ile Yunanistan arasındaki uyuşmazlığın bir parçası olarak ortaya çıkmıştır.
|
|||
TERÖR EYLEMLERİ |
Terör Eylemleri Uyuşmazlık, çatışmanın tarafı olan devleti baskı altında tutabilmek için ülke içinde terör eylemleri organize etmek, var olanları desteklemek ve/ya kolaylaştırmak gibi yöntemler tercih edildiğinde savunmacı taraf bu tür eylemlere desteğinden dolayı kendisini savunma açısından meşru zeminden görerek krize tırmandırmayı tercih edebilir.
Krizi Tetikleyen Olayın Niteliğine Göre Terör Eylemleri örneği: Suriye'nin teröre ve terör örgütlerine vermiş olduğu destek bu ülke ile Türkiye arasında yaşanan uyuşmazlık ve çatışma sürecini krize tırmandıran olay olmuştur.
Terör Eylemleri
|
|||
TETİKLEYİCİ |
Tetikleyici - Tetikleyen - Trigger Kriz analizi açısından taraflar arasında var olan uyuşmazlık veya çatışma sürecinde mevcut gerginliğin ve stresin düzeyini arttıracak nitelikte bir etki/sonuç yaratan olay, söz ve/ya eylem. Taraflardan herhangi birinin mevcut koşullarda değişiklik yaratan, uyuşmazlığın çatışmaya, çatışmanın krize dönüşmesine sebep olan söz ve/ya eylemi. Bu niteliğiyle "tetikleyici" kavramı hem iki anlamı barındırmaktadır; bunlardan ilki taraflar arasında kriz halini başlatan, sebep olan söz ve/ya eylem olması diğeri ise bu niteliğine ek olarak taraflar arasındaki ilişki düzeyinin değiştiren, daha da bozan olumsuz bir etki yaratmasıdır. Yani bir krizin tetikleyicisi olan söz ve/ya eylem hem krizi başlatan hem de ilişkileri daha da bozan, yönetilmesi açısından zorlaştıran, karar alma açısından baskı ve stresi arttıran süreci ifade etmektedir. İlişkilerin düzeyinde ve niteliğinde değişikliği başlatan ve askeri anlamda çarpışma/çatışma/savaş riskini tırmandıran olay, gelişme. Örneğin; Kardak Kayalıklarının hangi ülkeye ait olduğu konusunda Türkiye ve Yunanistan arasında ortaya çıkan uyuşmazlık [dispute] sırasında taraflar diplomatik-siyasi düzlemde görüşlerini "sözsel" olarak ifade etmekte iken başlayan bayrak dikme-indirme girişimleri, her iki ülke silahlı kuvvetlerine bağlı unsurların bölgede hak iddiasını sergileyen girişimleri "tetikleyici" etkisi / işlevi yapmış uyuşmazlık durumu çatışmaya [conflict] dönüşmüştür. Çatışma hali sürerken Yunanistan'ın diplomatik-siyasi iddialarını askerileştirmesi yani Doğu Kardak Kayalığına asker çıkartarak Kayalıkların kendisine ait olduğunu askeri olarak da iddia etmesi bu kez çatışmayı krize "tetikleyen [trigger] etkisi yaratmıştır. Nitekim çatışmanın krize dönüşmesine neden olan bu gelişmede hem yatay hem de dikey olarak gerginlik artmıştır.
|
|||
TIRMANMA EVRESİ |
Krize Özgü [Uyuşmazlığın ve/ya Çatışmanın] Tırmanma Evresi: Krize özgü uyuşmazlık ve çatışmaya ilişkin sözsel-eylemsel durum alışlar sürerken tarafların uyuşmazlık-çatışma süreçlerini yönetmede başarısız olmaları çatışmanın krize dönüşme olasılığını arttırır. Taraflardan birinin (genellikle saldırgan tarafın) çatışma sürerken kendi iddialarını güçlendirmek için fiili durum yaratacak tek yanlı eylemlere başvurması karşı tarafın algısında kabul edilemez tetikleyici bir girişim olarak görülür ve taraflar arasında askeri çatışma riskini de içeren şekilde krize tırmanma sürecine girilir. Tetikleyeci eyleme karşı savunmacı tarafın göstereceği tepki ile kriz bu evrede bir kez daha tırmandırılmış olur.
|
|||
TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ |
Toprak Bütünlüğüne Yönelik Tehdit Krize neden olayın savunmacı tarafın toprak bütünlüğünü ilgilendirmesi; toprak bütünlüğüne yönelik bir tehdit oluşturması durumu.
|
|||
TUTUKLAMALAR |