Term | Definition | |||
---|---|---|---|---|
SABOTAJ EYLEMLERİ |
Sabotaj Eylemleri Çatışmanın krize evrilmesine yol açan tetikleyici eylem saldırgan tarafın rakip ülke içinde yaratmaya çalışabileceği bir kargaşa ve/ya sabotaj girişimi ile ilintili olabilir. Saldırgan taraf genellikle bu tür bir eylemi gerekçe göstererek çatışmanın krize tırmanmasını isteyebilir ve bunun sonucunda rakip ülke üzerinde oluşturacağı baskı ile istemini gerçekleştirmeye çalışabilir. Bu boyutuyla bakıldığında savunmacı tarafın önem verdiği değer ve/ya hedeflere yönelik bu sabotaj eylemleri tırmanmanın bir aracıdır. Dolayısıyla savunmacı tarafın ülkesi içinde ve/ya dışındaki temsilciliklerine, güvenlik, çıkar ve önceliklerine yönelik yapılan bir sabotaj eyleminin her zaman doğrudan uyuşmazlığın tarafı olan "saldırgan" devlet tarafından gerçekleştirilmiş olması da gerekmeyebilir. Üçüncü bir tarafın veya doğrudan savunmacı tarafın da bu tür eylemleri yaratması ve bunu krize tırmandırma fırsatı olarak görmesi mümkündür.
Krizi tetikleyen olayın niteliğine göre sabotaj eylemlerine örnek:
|
|||
SALDIRGAN KUVVET KULLANMA |
Saldırgan Kuvvet Kullanma Krize yol açan olaya ilişkin değerlendirmeler çerçevesinde savunmacı tarafın risk, tehlike, tehdit algısında karşı tarafın düşmanca bir eylem içerisinde olduğu ve saldırgan kuvvet kullanarak ilişkileri çatışma sürecine soktuğu durum. Statükoyu değiştirme arzusunda/çabasında olan taraf eğer bu düşüncesini kuvvet kullanma tehdidi ve/ya doğrudan kuvvet kullanarak gerçekleştirmeye çalışıyor ise bu durum savunmacı taraf için rakibin saldırgan kuvvet kullanması olarak değerlendirilir. Bu durumda savunmacı taraf diplomasi-siyasi seçenekler ile askeri seçenek arasında bir tercih yapmaya zorlanır. |
|||
SALDIRI POZİSYONU ALMA |
Saldırı Pozisyonu Alma Çatışma evresinden kriz evresine geçiş bakımından çatışmanın taraflarından herhangi biri şiddet içermeyen askeri bir yöntem olarak karşı taraftan gelebilecek bir saldırıya hazırlık olarak ve/ya karşı tarafa istemindeki kararlılığı, aciliyeti göstermek için askeri hazırlıklara girişerek saldırı pozisyonuna geçebilir. Bu davranış karşı taraf üzerinde bir baskı yaratarak olası eylemlerden caydırmayı hedefleyebileceği gibi seviyesi kontrol edilemez ise tam tersine rakibin ilk saldıran olmasına yol açarak krizi savaşa dönüştürebilir. Bir başka açıdan değerlendirildiğinde ise özellikle saldırgan tarafın savunmacı taraf üzerinde uygulamaya çalıştığı bir baskının unsuru olması da mümkündür. Fiili durum yaratarak savunmacı taraf üzerinde bir baskı yaratmak isteyen saldırgan aktör eğer savunmacı tarafın güç kapasitesinin yarattığı baskıyı karşılamaya yetmeyeceğini düşünüyor ise bu seçeneği uygulamayı tercih edebilir. Böylesi bir durumda savunmacı tarafa istemi yerne getirmediği takdirde saldırıya hazır olduğunu göstermeye çalışabilir.
Savunmacı niteliği ile saldırı pozisyonu almaya örnek: Şiddet içermeyen askeri yöntemlerden biri olarak 1964 yılında Türkiye'nin garantör devlet hak ve sorumlulukları çerçevesinde yapmayı düşündüğü askeri müdahale hazırlıklarını göstermek mümkündür. Türkiye bu kriz sırasında başlatmış olduğu askeri hazırlıklar ile Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinde bir baskı yaratmayı hedefleyerek kararlılığını göstermek istemiştir. Rakibin bu hazırlıkları yeterli uyaran kabul etmeyerek saldırılarını sürdürmesi sonucunda ise askeri hazırlıklarının bir parçası olarak düşündüğü hava kuvvetleri unsurları ile ibret verici kuvvet kullanma örneklerini icra etmiştir.
|
|||
ŞANTAJ |
Şantaj Stratejisi Kriz analiz ve yönetim sürecinde savunmacı tarafın strateji belirlerken askeri olmayan fakat karşı tarafta kararlılık ve direnç olarak algılanmasına yol açacak baskı/etki tekniklerinden yararlanması durumu.
Benzer bir durum saldırgan stratejiler için de söz edilebilir; böylesi bir durumda saldırgan tarafın başvurduğu askeri olmayan baskı araç ve yöntemleri savunmacı taraf üzerinde baskıya direnç gösterme kapasitesini gözden geçirmek zorunda bırakabilir. Saldırgan tarafın askeri olmayan baskı araç ve yöntemlerine baş vurması durumunda eğer savunmacı tarafın direnç kapasitesi yüksek ise krizin zaman yayılması olasılığı yüksektir.
|
|||
SAVAŞ İCEREN UZUN SOLUKLU CATIŞMA |
Savaş İçeren Zamana Yayılan Çatışma [içinde kriz] / Long-War protracted Conflict İçinde yayılan ve uzayan bir savaşın yer aldığı zamana yayılmış bir çatışmada ortaya çıkan kriz durumu. Hasımlar arasında süregiden bir çatışma içerisinde yayılma ve uzama eğilimi gösteren bir savaş var iken ortaya çıkan [kriz] durum[u].
|
|||
SAVAŞ İÇEREN UZUN SOLUKLU ÇATIŞMA [İÇİNDE KRİZ] | SAVAŞ İÇEREN UZUN SOLUKLU ÇATIŞMA [İÇİNDE KRİZ]
Taraflar arasındaki çatışma tarihsel olarak çok daha öncelere dayanan bir veya birden fazla uyuşmazlıktan kaynaklanabilir. Bu çatışma aynı zamanda taraflar arasında bir sıcak çatışma - savaş içerebilir. Savaş sonrasında kalıcı bir barış sağlanamadığı durumlarda taraflardan herhangi birinin söz veya eyleminden tetiklenen bir krizin doğması mümkündür. Bu durumda krizin yenidne savaşa dönüşme olasılığı her zaman için yüksektir. Dolayısıyla rövanşist bir savaş olasılığını dikkate almak gerekir.
Kıbrıs özelinde ortaya çıkan krizleri Türk - Yunan ilişkilerindeki uzun soluklu çatışma bağlamında değerlendirmek mümkündür. 1974 Kıbrıs Barış harekâtı uzun soluklu çatışmaya savaş özelliğini de katmıştır.
Örneğin :
|
|||
SAVAŞ MANEVRALARI |
Savaş Manevraları Çatışma evresinden kriz evresine geçiş bakımından çatışmanın taraflarından herhangi biri şiddet içermeyen askeri bir yöntem olarak karşı taraftan gelebilecek bir saldırıya hazırlık olarak ve/ya karşı tarafa istemindeki kararlılığı, aciliyeti göstermek için askeri hazırlıkların seviyesini arttırarak askeri manevralar/savaş manevraları yapabilir. Bu hazırlık ve manevralar karşı tarafın algısında askeri çatışma-tehdit olarak değerlendirilerek bir kriz ortamı doğurabilir. Genellikle bu tür manevralar güç ve kararlılığın bir göstergesi olarak sergilenirler ve tırmandırıcı rol oynarlar. Savaş manevraları karşı tarafı bir eyleme girişmekten caydırma amaçlı olarak da icra edilebilirler. Savaş manevralarına örnek: KRY'nin 1997 yılında Rusya Federasyonu'ndan S-300 Füzeleri satın aldığını açıklamasının ertesinde Türkiye bu füzelerin Kıbrıs'a getirilmelerine askeri yöntemlerde dahil olarak izin vermeyeceğini ilan etmiş ve kararlığını göstermek için de bu yönde senaryoların kurgulandığı savaş manevraları düzenlemiştir. Caydırıcı etki açısından bir başka örnek olarak Türkiye'nin Ege Denizi'nde düzenlemekte olduğu düzenli tatbikatlar gösterilebilir. |
|||
ŞİDDET İÇEREN ASKERİ TEPKİ |
Şiddet İçeren Askeri Tepki / Violent Military Act Taraflar arasında kriz yaratan sözsel ve/ya eylemsel davranışı (tetikleyici davranış) savunmacı taraf şiddet içeren askeri bir eylemle karşılamaya çalışabilir. Bu durum genellikle hızlı bir tırmanışın işaretidir ve krizin hızla savaşa dönüşebileceğini gösterir.
|
|||
ŞİDDET İCEREN ÇÖZÜM |
Şiddet İçeren Çözüm
Kriz yönetim evresinde krizin taraflarından herhangi biri krizden başarı ile çıkmanın yöntem ve/ya aracı olarak askeri seçenekleri uygulamaya koyabilir. Bununla birlikte genel olarak uyuşmazlıkların çözümünde tarafların şiddete başvurmaları yasaklandığından ya da bir başka ifade ile sıkı koşullara bağlandığından taraflardan birinin bu seçeneği işletmesi durumunda uygun meşruiyet koşullarına da sahip olması gerekir.
|
|||
ŞİDDET İÇERMEYEN ASKERİ EYLEM |
Şiddet İçermeyen Askeri Eylem Karar alıcının bir gelişme, durum değişikliği veya davranışı "kriz" olarak değerlendirmesine yol açacak tetikleyici eylem hasmın doğrudan askeri bir şiddete başvurmadan ancak askeri araç ve yöntemlerle gerçekleştirmiş olmasından kaynaklanabilir. Hasım askeri araç ve yöntemler kullanarak gerçekleştirdiği eylemle bir krizi tetikleyebilir. Brecher ICB Projesinde sınırda askeri hareketlilik, manevralar düzenlenmesi, sınıra kuvvet kaydırma, kuvvet kullanma tehdidi olarak yorumlanabilecek davranışları "şiddet içermeyen askeri eylemler" kapsamında değerlendirmektedir.
Türkiye'nin dış politika krizleri açısından bakıldığında aşağıdaki krizlerde krizin tetikleycisi "şiddet içermeyen askeri eylem" olarak kabul edilebilir;
1996 Kardak Kayalıkları Krizi'nde Yunanistan'ın Kayalığa asker çıkartması, 1957 Suriye Krizi'nde Suriye'de Sovyetler Birliği'nin askeri varlığını arttırması, 1935 Bulgaristan Krizi'nde Türkiye'nin Trakya'yadaki askeri varlığını arttırması, 1924-1926 Musul ve 1936 Hatay Krizi'nde Irak ve Suriye sınırlarında askeri hareketlilik bu bağlamda sıralanabilir.
|
|||
ŞİDDET İÇERMEYEN ÇÖZÜM |
Şiddet İçermeyen Çözüm Savunmacı tarafın kriz yönetim sürecinde uluslararası hukukun meşru gördüğü, şiddet veya şiddet kullanma tehdidine dayanmayan, çözüm hedefli, barışçıl yöntemlere dayalı kriz yönetim stratejileri izlemesi durumu. Bu tür kriz yönetim tekniklerine şu örnekler verilebilir;
|
|||
ŞİDDET İÇERMEYEN DİĞER EYLEM |
Şiddet İçermeyen Diğer Eylem Karar alıcı henüz gereçekleşmiş veya gerçekleşeceğine dair güçlü sinyaller veren bir gelişme çerçevesinde algılamış olduğu tehlike ve/ya tehdit olasılığı / riskini bir krizin tetikleyicisi olarak değerlendirebilir. Dolayısıyla daha henüz somut bir askeri saldırı ve/ya askeri şiddet eylemi gerçeklememiştir. Ancak karar alıcı gelişmeleri bir krizin tetikleyicisi olarak yorumlar.
Türkiye'nin dış politika krizleri bakımından değerlendirildiğinde; 1997 S-300 Füzeleri Krizi'nde KRY'nin Rusya Federasyonu ile silah alımı anlaşması yapması bu çerçevede karar alıcının durumu kriz olarak değerlendirmesine neden olmuştur. Söz konusu olayda daha henüz füzeler KRY'ye teslim edilmiş ve Kıbrıs'a konuşlandırılmış değilken Türkiye bu durumu kriz olarak kabul ederek hareket etmiştir. 1994-1995 Ege Krizi'nde de karar alıcı UNCLOS'un yürürlüğe girecek olmasını Yunanistan'ın karasularını genişletme girişimine yol açabileceği kaygısı ile "kriz" kapsamında değerlendirmiştir.
|
|||
ŞİDDET İÇERMEYEN DİĞER TEPKİ |
Şiddet İçermeyen Diğer Tepki Krizin tetiklenmesiyle beraber savunmacı taraf askeri seçeneklere başvurabilecek yetenek ve kapasitede değilse veya krize yüklemiş olduğu anlam ve önem derecesi aciliyet ve inandırıcılık bakımından daha sert bir tepkiyi gerektirmiyor ise bu durumda karar alıcı siyasi-diplomatik yetenek ve kapasitesini kullanmayı tercih edebilir. Bu tepkinin ihlali durudurumak ve geri adım attırmak açısından beklenen sonucu vermemesi durumunda çoklu tepkilerin, askeri seçeneklerin de sürece dahil edilmesi mümkündür. Gösterilen tepkinin şiddet içermemesi krizin daha da tırmanmasını önleyecek bir davranış olarak da algılanabilir.
|
|||
ŞİDDET İÇERMEYEN-ASKERİ |
Şiddet İçermeyen Askeri
|
|||
Şiddet Unsuru Yok |
Krize yol açan olaya ilişkin değerlendirmeler çerçevesinde savunmacı tarafın risk, tehlike, tehdit algısına bağlı olarak kriz yönetim stratejilerinde ve tepkisinde şiddet ögesine yer vermemesi durumu. Eğer kriz yaratan olaya ilişkin değerlendirmelerde şiddet unsuruna yer verilmiyor ise bu durum doğal olarak kriz diye değerlendirilen konunun tırmanmayacağını ve tarafların kontrolünde gelişeceğini ve çatışmadan sonuçlandırılabileceğinin de bir işareti olarak değerlendirilebilir. Böylesi bir durumda krizin gerginlik düzeyinden daha fazla tırmanması ve/ya sıcak bir çatışmaya sürüklenmesi genellikle beklenmez.
|