Term | Definition | |||
---|---|---|---|---|
DARBE |
Siyasal karar alma mekanizmasını elinde bulunduran siyasal otoritenin [asker ve/ya sivil] meşru ve demokratik olmayan yöntemler ve araçlar kullanılarak muhalefet [asker-sivil]tarafından iktidardan uzaklaştırılması eylemi. Darbeler siyasal iktidarın meşru ve alışılmış yöntemlerle (demokratik, şeffaf seçimler gibi) el değiştirmesine aykırı bir girişim olduğu için ülke içinde ve dışında rıza ve tanımanın sağlanması çoğu kez zordur. Kimi zaman ilgili ülkeler arasında kriz yaratma potansiyelini de taşımaktadır. Örneğin 1958 yılında Irak'ta meşru yönetime karşı gerçekleştirilen askeri darbe sonrasında yeni bir iktidarınortaya çıkması bu ülke ile ittifak ilişkilerine sahip olan Türkiye'yi darbeye karşı harekete geçmeye zorlamıştır. Bunun sonucunda Türkiye ile yeni Irak hükümeti arasında bir dış politika krizi kısa süreli de olsa yaşanmıştır.
|
|||
DEĞİŞİME NEDEN OLAN KRİZ |
Değişime Neden Olan Kriz Kriz sonrasında taraflar arasındaki ilişkilerin seyrinde olumlu/olumsuz bir değişim yaratılıyor ise.... Krizin tarafları arasında kriz halini sonlandıracak girişimlerin etkisine bağlı olarak taraflar aralarındaki krizi sonlandırabilirler. Bu durumda kriz halini sonlandıracak çözüm taraflar arasındaki uyuşmazlık ve çatışmayı da ortadan kaldırabiliyorsa bir değişimden -olumlu anlamıyla- söz edilebilir. Ancak kimi durumlarda taraflar kriz halini sonladırmış olmalarına rağmen bu durum ilişkilerin genel seyrinde bir iyileştirmeye yol açmadığı gibi yeni uyuşmazlık ve çatışma konuları, alanları ortaya çıkabilir. Bu durumda da bir değişimden söz edilebilir fakat bu değişim olumsuz anlamda bir değişimdir. Dolayısıyla kriz ilişkilerde bir değişim yaratmıştır fakat bu değişim olumsuzdur; karar alıcılar için yeni krizlerin ortaya çıkması olasılığı her zaman için gündemdedir. Krizin tırmanarak savaşa yol açması durumunu da bir değişim olarak değerlendirmek mümkündür.
|
|||
DEĞİŞİME NEDEN OLMAYAN KRİZ |
Değişime Neden Olmayan Kriz Kriz sonrasında taraflar arasındaki ilişkilerde herhangi bir değişim ortaya çıkmıyor ise...
Kriz yönetim süreci sonunda krizi yatıştırmak ve sonlandırmak mümkün olsa da taraflar arasındaki ilişkilerde en fazla krizi tetikleyen eylem, olay öncesindeki duruma dönülebilmiştir. Bu durum uyuşmazlık veçatışma haline geri dönüş olarak da yorumlanabilir.
|
|||
DEVLET |
Devlet [Krizi Tetikleyen Birim Olarak] Krize yol açan davranışın gerçekleştiren ya da doğrudan böyle bir davranıştan zarar gördüğünü düşen aktör olarak halihazırda uluslaararası toplumun temel birimi durumundaki ulus devlet. Bir dış politika krizi ilke olarak ulus devletler arasında ortaya çıkan bir uyuşmazlık çerçevesinde şekillenmektedir. Bununla birlikte özellikle tek yanlı dış politika krizlerinde aktör sayısı sadece gelişmeyi kriz olarak kabul eden tarafla sınırlı kalmaktadır.
|
|||
DEVLET DIŞI |
Devlet Dışı [Krizi Tetikleyen Birim Olarak]
Dış politika krizine yola açacak davranış ve/ya tercihin gerçekleştiricisi olarak ulus devlet dışındaki aktörlerin söz konusu olması. Krize yol açan davraanış doğrudan herhangi bir ulus devletin resmi temsilcileri tarafından gerçekleştirilmez, böylesi durumlarda savunmacı durumda bulunan ulus devletin doğrudan muhatap alacağı bir aktör yoktur.
Diğer yandan güncel uluslararası ilişkilerde devlet dışı aktörler sıralanırken terör örgütleri, yasadışı suç örgütleri, hatta kimi durumlarda bireyler de "aktör" olarak kabul edilebilmektedir. Bu niteliği ile devletdışı aktör tanımı gereği tartışmalı bir nitelendirmedir.
|
|||
DEVLETLEŞTİRME |
Devletleştirme Krize yol açan eylem taraflardan birinin ülkesinde diğer ülkenin vatandaşlarının taşınmaz mal varlıklarının, yatırımlarının haksız/hukuksuz bir biçimden kamulaştırılması/devletleştirilmesi sonucunda çıkabilir.
|
|||
DİĞER [Tehditler] |
Diğer [Tehditler] Krize neden olayın savunmacı tarafın sıradışı - özgün öncelik ve değerleri üzerinde tehdit yaratması durumu. Bu alanın ekonomik, siyasi veya yaşamsal, savunmacı tarafın toprak bütünlüğü gibi öncelikli değerlerini, hedeflerini ilgilendirmesi gerekmez. Karar alıcı açısından krizi tetiklediğine ve tepki gösteridmesine değer olması yeterlidir.
|
|||
DİPLOMATİK İLİŞKİ KESİLMESİ |
Diplomatik İlişki Kesilmesi [Krizi] Taraflar arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesi sonucunda uyuşmazlık konularında gerginliğin yaşanması ve tırmanma sürecine girilmesi. Uyuşmazlığın taraflarından birinin diğeri ile diplomatik ilişkilerini kesmesi aynı zamanda savunulan tezlerdeki kararlılığın ifadesi olarak da değerlendirilebilir. Böylesi bir durumda savunmacı tarafın saldırgan taraf ile diplomaatik ilişkilerini kesmesi statükonun korunması konusundaki kararlılığını gösteren bir uyarı olarak algılanır. Örneğin Ermenistan'ın Türkiye'nin toprak bütünlüğüne yönelik yaklaşımı Türkiye ile bu ülke arasıda diplomatik ilişkilerin kurulmasının önünde engel olarak görülmektedir. Bu noktada diplomatik ilişkilerin kesilmiş olması bir gelişen krizin işareti olarak kabul edilebilir.
|
|||
DIŞ DEĞİŞİM |
Dış Değişim [Krizi Tetikleyici Faktör Olarak] Aralarında uyuşmazlık/çatışma yaşanan taraflardan herhangi birinin ülkesi dışında gözlemlediği değişimleri kendi algılamaları çerçevesinde tehdit olarak kabul ederek krizin tetikleyici olarak yorumlaması mümkündür. Bu bağlamda elde edilen istihbarat raporları, rakip ülkenin geliştirmiş olduğu silah sistemleri ve yeteneklerindeki değişim, saldırganlık kapasitesindeki artış, global ve/ya bölgesel alt sistemdeki değişim, bölgesel/uluslararası aktörlere ilişkin meydan okumalar taraflardan en az biri tarafından krizi tetikleyecek dış değişim olarak kabul edilebilir. Bir başka boyutuyla, uluslararası ortamdaki değişimin bir sonucu olarak taraflar arasında bir uyuşmazlığın ortaya çıkışı ve bunun sonucunda gerilimin tırmanarak kriz yaratması...
Krizi tetikleyici faktör olarak dış değişime örnek: 1935 yılında Türkiye'nin Trakya'yı silahlandırması ve Balkan Antantı'nın yaşama geçmesi Bulgaristan bakımından bir krizin tetikleyicisi olarak görülmüştür. 1997 yılında GKRY'nin Rusya Federasyonu'ndan S-300 Füze Sistemlerini satın aldığını açıklaması, 1957 yılında Suriye'nin SSCB ile askeri-siyasi ilişkilerini güçlendirme kararı alması.
|
|||
DİŞE DİŞ |
Dişe Diş [Tit for Tat]: Düşman Tarafından Tırmandırmayı Caydırma Stratejisiyle Misilleme Stratejisinin Birleştirilmesi Savunan taraf kendisine gelen tehditleri değerlendirdikten sonra misilleme stratejisini tercih edebilir. Kendisine karşı yapılan eyleme aynı şekilde karşılık verir. Savunan taraf misillemeyi kullandıktan sonra düşmanın talep ve şikâyetlerini görüşmek isteyebilir. Misilleme ile gelen karşılıklar tırmandırmaya neden olmayacak şekilde ölçüsü belirlenmelidir. Çünkü savunan taraf tırmandırmadan kaçındığı için bu stratejiye başvurmuştur ve misilleme tırmandırmaya dönüşür ya da kaşı taraf bu şekilde algılarsa başarısız olur. Misilleme başarılı olmuyorsa savunan taraf düşmanı cezalandıracak şekilde daha ağır karşılık vermeye başlayabilir.
|
|||
DOĞRUDAN ŞİDDET EYLEMİ |
Doğrudan Şiddet Eylemi Taraflar arasında kriz yaratan olayın taraflardan birinin uygulamış olduğu şiddet eylemine dayanması durumu... Krizi tetikleyen eylem tarafların birinin askeri şiddete başvurması sonucunda ortaya çıkabilir. Bu durumda krizi tetikleyen ve şiddet içeren eylemi gerçekleştiren tarafın davranışı saldırgan bir eylem olarak algılanarak hasım taraf da tepkisini şiddet içeren yöntemleri de içerecek şekilde düzenleyebilir.
Doğrudan şiddet ögesine yer verilen tetikleyici eylemler arasında aşağıdakilere yer verilebilir;
Sınır çatışmaları, sınır ihlalleri, hava sahası ihlali, gemi batırma, deniz-hava kazaları, büyük - stratejik hedefleri bombalama, geniş ölçekli askeri saldırı, savaş.
Türk dış politikası krizleri bakımından aşağıdaki krizler bu bağlamda değerlendirilebilir;
1929-1930 Küçük Ağrı Krizi'nde Türk askerilerinin İran sınırını geçerek geri çekilmemeleri İran için krizi tetiklemiştir. 1992 TCG Muavenet Gemisi'nin füze ile vurulması, 2010 Mavi Marmara Krizi'nde İsrail'in yardım filosuna/Mavi Marmara Gemisine askeri operasyon düzenlemesi Türkiye için krizi tetiklemiştir.
|
|||
DOLAYLI KRİZ |
Dolaylı Kriz Krizi çıkaran tarafın eylemlerinden dolaylı olarak etkilenme ve krize taraf olma. Genellikle bir ülkenin kendi içinde başlattığı bir eylem sonucunda komşu ülkenin sorunun tarafı haline gelmesi ile gerçekleşir. Örneğin 1988 - 1991 yıllarında Irak'ın kendi ülke sınırları içerisinde Kürt halkına yönelik olarak başlattığı şiddet ve kitlesel imha girişimi Türkiye ile doğrudan bir ilgisi olmamasına rağmen Türkiye'yi bir taraf haline getirmiştir. İnsani niteliği de bulunan bir kriz Türkiye - Irak arasında bir krize dönüşmüş ve iki ülke arasındaki ilişkileri gerginleştirmiştir. Burada Türkiye savunmacı niteliği ile bir kriz yönetim stratejisi izlemiş ve Irak'tan kaçarak Türkiye topraklarına sığınan insanların yarattığı sorunu çözmek için yoğun bir çaba harcamak zorunda kalmıştır.
|
|||
DOLAYLI ŞİDDET |
Dolaylı Şiddet Siyasal karar alıcı temel değer ve önceliklerine yönelik bir risk, tehlike, tehdit veya saldırı olarak algılamış olduğu bir davranışı, gelişmeyi krizin tetikleyicisi olarak değerlendirebilir. Bu tetikleyici gelişmenin doğrudan doğruya siyasal karar alıcının kendi ülkesine yönelik olması gerekmez. Dolayısıyla karar alıcının önemsediği, ittifak ilişkisi içerisinde olduğu, anlaşmalarla karşılıklı sorumluluk üstlenmiş olduğu bir başka ülkeye karşı gerçekleşebilecek bir meydan okuma ve durumsal değişiklik söz konusu olduğunda karar alıcı bu gelişmeyi kriz olarak kabul eder. Eğer söz konusu durumsal değişiklik ve/ya meydan okumanın askeri şiddet içeren araç ve yöntemlerle olması durumunda "dolaylı şiddet" içeren bir tetikleyiciden söz edilir.
Brecher ICB Projesinde dolaylı şiddet içeren tetikleyici eylemlere dost ve müttefik bir ülkede isyan çıkartılmasını, dost ve/ya müttefik bir ülkenin askeri şiddet içeren saldırıya uğramasını örnek olarak göstermektedir.
Türkiye'nin dış politikasındaki krizler özelinde değerlendirildiğinde aşağıdaki örnekler verilebilir;
1991 yılında Ermenistan'ın Nahçivan'ın özerk statüsünü ve toprak bütünlüğünü ihlal ederek saldırması; 1958 yılında Irak'ta meşru hükümete karşı girişilen darbe; 1964, 1967 ve 1974 yıllarında Kıbrıs'ta Türk Toplumuna ve Kıbrıs Cumhuryeti'ne yönelik saldırı ve darbe girişimi
|
|||
DOSTANE GİRİŞİM |
Dostane Girişim Üçüncü aktörün taraflar arasında kriz ortamının daha da tırmanmasını önlemek amacıyla başlatıp sürdürdüğü ve tarafların şiddet içeren ve gerginliği arttıran girişimlere başvurmaktan alıkoyan diplomatik - siyasi girişimler bütünüdür. Genellikle her iki tarafın da krizi sonlandırmak istediği bir süreçte onurlu bir geri adım atmayı kolaylaştıracak rol oynayabilir. Dostane girişimi başlatan üçüncü aktör taraflardan herhangi birini doğrudan desteklemek yerine uzlaşı zemini yaratmanın tarafların ortak yararına olacağı seçenekler bulmaya odaklanır.
|
|||
DÜŞMANLA İTTİFAK |
Düşmanla İttifak[Krizi] Krizi tetikleyen siyasi nitelikteki eylem taraflardan birinin bir diğerinin düşmanca ilişkiye sahip olduğu ülke ile ittifak kurmasından kaynaklanmış olabilir. Bu durumda krizin tarafı olan ülke hasmının ittifak kurma girişimini kendisine yönelik saldırgan, tehditkar bir davranış olarak algılar ve öteki göstermek zorunda olduğunu düşünür.
1957 yılında Suriye'nin Sovyetler Birliği ile yapmış olduğu işbirliği anlaşması Türkiye'deki karar alıcılar tarafından Suriye'nin "düşman" Sovyetler Birliği ile Türkiye aleyhine ittifak yaptığı şeklinde değerlendirilmiştir. 1998 yılında Suriye'nin ve Yunanistan'ın PKK ve Öcalan'a vermiş olduğu destek ve sağlamış olduğu korumanın da Türkiye bakımından bu kapsamda değerlendirildiği söylenebilir.
|